Hayatımın her kaybında, her yenilgisinde, her yıkıntısında,
-ki insanız malum-
Ağlıyorsam;
gözümdeki yaşı silip,
yıkıldıysam;
üstümdeki tozu silkeleyip,
acıdıysam;
içimdeki acıyı geçip;
evet, geçip,
-ki geçmek içindir kendini çünkü acılar da-
yeniden başladım!
Sonuç her zaman mükemmel olmadı belki,
belki anında düzelmedi bozulan her ne ise,
belki zaman aldı yoluna girmesi hayatımın yeniden,
ama!
Gözümdeki yaşı silmiş,
üstümdeki tozu silkelemiş,
ve acıyı, “gerçekten geçmiş,”
kendimi bir kere daha aşmıştım,
-en azından.
Ve her seferinde, daha büyük bir inanç ve daha güçlü bir kalple döndüm kendime.
Bugün!
Düştüğümüz yerden kalkmak,
yandığımız yerden sönmek,
ve küllerimizden yeniyi inşa etmek günüdür yine.
Ayrı ayrı değil bu sefer.
Birlikte..
Eğer bu yazıyı okuyorsan,
yeniden başladığını zannettiğin ama aslında sadece kendini kandırdığın,
her ne yapıyorsan yapmaya öylece devam ettiğin,
başına gelenleri öteleyip,
belki de normalleştirip,
alışıp belki de,
kendini yine bir türlü içinden çıkamadığın o döngüde yakalayıp da görmezden geldiğin,
hatta kendine, kendini haklı çıkarmak için küçük bahaneler ürettiğin,
ve aslında sadece kendini tekrar ettiğin yerdeysen eğer,
bil ki;
kendi içindeki kavgayı bitirememiş,
kendi içindeki öfkeyi dindirememiş,
kendi içindeki yangını söndürememişsindir hâlâ.
Eğer iyice bakarsan,
Görürsün ki;
ağlatan da kendinsindir aslında kendini,
dünyayı kendi başına yıkan da,
o yangını çıkaran da!
Ve ancak söndürebildiğinde kendi yangınını,
yeni fidanlar ekebilirsin içine,
sonra..
Büyürsün sonra!