Gitmek, seni terk etmek değildi!

Terk etmek, artık kimseyi terk etmek olmadığında…

Senden gitmek, kendimden gitmek değildi.

Konuşmamak, susmak değildi ayrıca!

Söylememekti sadece artık bazı şeyleri.

Kurmamaktı bazı cümleleri..

Ve senden vazgeçmek, vazgeçmek değildi.

Geçmekti aşktan da sadece..

Ve sen;

Oz büyücüsü aklımın!

Seni sevmek inanmaktı yeniden büyüye.

Yan yana düşürmekti kelimeleri ve akmaktı bir sihirli nehirden,

-kendime..

O yüzden seni unutmak, unutmak değildi.

Her baktığında aynaya hatırlamaktı bu yüzden..

Ve sana küsmek, küsmek değildi ki.

Sana küsmek, küsken bile inanmaya devam etmekti bir matruşka bebeğin uğuruna.

Ve portakalın kabuğunu soyarak yiyebilmekti hala.

Ve kağıttan gemiler yapabilmekti.

Portakal kabuklarından dünya!

Ve üzülmemekti seni terk etmek,

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diye bir daha.

Kabullenmekti seni sevmek zamanın aslında geçmediğini.

Zamanın içinden geçmekti,

Salına-salına..

Ve bırakmaktı kendini kuşların şarkılarına..

Ve bir ağustos böceği kadar takmamaktı seni kafaya!

Anlamaktı bir kez daha, La Fontaine’i.

Nietzschei,

Ve dolaşmaktı aklımın sınırlarında.

Düşmekti Dante’nin cehennemine,

Kalmaktı araflarında.

Bulmaktı kendi cennetimi.

Duymaktı çünkü sessizliği.

Çekmekti gözlerimden perdeyi.

Görmekti ruhumu Modigliani gibi.

Ve bilmekti aslında gerçeği;

Nihayetinde inandığı kadar gerçek, herkesin gerçeği!

Herkes böyle sevmezdi ama sevdiğini.

-kendine kendine..

Nihayetinde seni sevmek, kendimi sevmekti.

Biraz daha bulmaktı kendimi,

Biraz daha bilmekti.

Ve bu yüzden gitmek,

Kelebek olmaktı!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir