Şimdi ben, Hiçbir şey umurumda değilmiş gibi yazıyorum ya hani, -bazen. Ya da dünya, Hiç kimse ya da, Hiçbir şey falan..
Arşiv
Bir boşluğa açılıyorum pardon!
“Tatlım ben sana inanıyorum!” dedi. “O zaman rahat rahat yalan söyleyebilirim değil mi,” dedim. -tabi içimden. Bak bu kadar da dürüstüm!
Benim değildir bütün şiirler!
Hiç görmedim, nasıl bakar bilmem. Ama nasıl söyler bilirim; Nasıl susar, – bazen.
Kaç kere seviştin?
Anlamadım mı sanıyorsun şu kapıdan girdiğin andan beri niyetini? Anlamamış gibi yapıyorum sadece. Gözlerindeki bakışlar hiç değişmemiş. Ama fark etmez, ben de hâlâ aynı bakıyorum.
Bana sen gerekiyorsun!
Saatler 12’ye yaklaşırken, Gelirken, Birazdan geçecekken, Pazartesi olurken, Olacakken,
Muhteşem hatalarım oldu benim!
“Yok artık” dedim, “İnsan bu kadar mı unutur?” Hani bir tesadüf olur, Bir vesile olur, Bir sebep olur, Bir şey olur, Geçmişin kara yüzü yüzünde durur. Bakarsın, bakarsın da, Sanki o hiç yaşanmamış gibi olur. …
Aklımdasın!
Gemiler geçiyor gözlerimin önünden, aklımdan sen geçiyorsun… Bu ara nereye baksam, ne söylense uzaklardan, kimi dinlesem, aklıma sen geliyorsun… Geliyorsun, geçiyorsun ama kalmıyorsun,
Lütfen arama!
Hani şu hayatınızın sık görüştüğünüz kişiler listesinde olmamasına rağmen arayıp da, “aramıyorsun!” diyenler var ya, İşte ben onların hayatıma yanlışlıkla girdiklerinden şüpheleniyorum.
Bir pazartesi sayıklaması!
Her pazartesi ne yazsam diye düşünür ya yazar, Bu yüzden sevmez Pazartesileri; Pazartesi sendromuna tutulduğundan beri.
Nefret ediyorum senden!
Acilen sigarayı bırakmam lazım. Kendimi kirlenmiş hissediyorum! Tamam, kirlenmek güzel olabilir ama Sadece çocukken.